Yine bir Ramazan ayına girmekteyiz. Oruçlar tutulacak, aile sofraları kurulacak, havaların düzelmesiyle birlikte ramazan eğlencileri, fasıllar düzenlenecek. Ramazan ayını sosyolojik bağlamda değerlendirmemiz gerekirse, özellikle 21. yüzyılda teknolojinin ve kitle iletişim araçlarının gelişmesi ile tüketim bağlamında ele alabiliriz.

İlk önce Ramazan ayında oruç tutmanın anlamı ve önemi üzerine duracak olursak; amacı elbette ki aç kalmak değildir.

"AİLE BAĞLARININ ÖNEMİ"

Bir gün boyunca sadece yeme ve içmeden uzak durmanın yanı sıra insanlara karşı iyi niyetle yaklaşmak, gıybet etmemek, aile içerisindeki bireylerle yani anne, baba, eş, çocuklar ile kurulan bağlarımızın daha güçlü ve çatışmalardan uzak, diğer insanlara karşı hoşgörülü olmak, aç kalarak aslında yoksul insanların, öksüz ve yetim bireylerin, ekonomik ve sosyal açıdan durumu olmayan kişilerin çekmiş olduğu sıkıntı ve problemleri anlayabilmek ve az ile yetinmeyi gerektirir.

"İFTAR VE SAHURDA ŞATAFATLI SOFRALAR DEMEK DEĞİLDİR RAMAZAN"

Bunun yanında Ramazan ayı demek iftar ve sahurda şatafatlı, çeşit çeşit yemekleri donatmak değil; sade ve öz bir şekilde yetinilen sofralar kurulması demektir.

Ramazan ayı özellikle sosyal açıdan yardımlaşma ve dayanışmanın ön planda olduğu  bir ay olarak ele alabiliriz.

Yardıma ihtiyacı olan ailelere mutfak erzakları almak veya yemek yapıp ikramlarda bulunmak, evlerimize misafirler davet etmek, büyüklerimizi ziyarette bulunup neşeli iftar & sahur vakitleri geçirmek ve dini ritüellerde bulunmak en önemli ayrılmaz parçalarındandır.

Ancak  Sosyolojik bağlamda değerlendirecek olursak, Küreselleşmeyle birlikte özellikle 21. Yüzyılların başlangıcından bu yana toplumsal yapıda "Tüketim çılgınlığı" kültürünün baş göstermesi ile Ramazan ayı denilen kavramın içeriği tamamen boşaltılmış ve yeni anlamlar ile doldurulmuştur.

"SOSYAL MEDYADA YEMEK PAYLAŞMAKLA İLE ORUÇ TUTULMAZ!.."

Artık Ramazan ayı denilince aklımıza kola gibi gazlı içecekler, Güllaçlar, eğlenceler, çeşit çeşit iftar ve sahur yemekleri gelmekte ve bu yemekleri sosyal medyalarda adeta durumu olmayan insanların gözünün içine soka soka paylaşarak orucun görev ve sorumluluklarını yerine getirmiş olarak hissedilmektedir.

"REKLAM ETKİSİYLE KAPİTALİZMİN KÖLESİ HALİNE GETİRİLİYORUZ"

Birçok insan yardımlarda bulunmayı genellikle sosyal medyalarda fakir insanları beğenme butonu ile beğenerek veya yorumlar yaparak gidermektedir. Özellikle Ramazan ayı gibi toplumun önemli ve özel günlerinde Sosyal medyada, reklamlar aracılığıyla karşımıza çıkan tüketim aracını topluma empoze ederek, ihtiyacımız olmadığı bir şeyi bile tükettirmeye teşvik ettirmektedir. Yani kısaca Kapitalizmin kölesi haline dönüşmüş olmaktayız.

Böylelikle toplumsallaşmadan uzak, sanal alemin boyunduruğu altında kalarak sahte mutluluklar ile yetinmekteyiz. Aslında biz çevremizi yönlendirmek yerine kitle iletişim araçları, yani teknoloji insanlara egemen olmakta ve yönlendirmektedir, yani tükettikçe tükenmekteyiz..

Umarım bu ve diğer ramazan aylarında ulus bilincine sahip, küreselleşmenin etkisinden uzak, teknolojik araçların tüketime teşvikinden kaçınan ve gerçekten Ramazan ayının anlam ve öneminin ne olduğunu bilerek geçirilen bir ay olmasını temenni ediyorum. Ramazan Ayınızı Kutlarım.

Musa Emre ERBİ Kimdir?

     Afyon Kocatepe Üniversitesi’ nde 2016 yılında 4 yıllık Sosyoloji eğitimini bitirdikten sonra eş zamanlı olarak 2020 yılında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’ nde Kültür Sosyolojisi alanında Yüksek Lisans(Master) yapmaktadır. 2017 yılında Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde 480 saatlik Aile Danışmanlığı eğitimi alarak süpervizyon eşliğinde seanslar gerçekleştirmektedir. Sosyolojik bir olgu olan Evlilik, Boşanma, Aile, Aldatma ve Aldatılma, İntihar gibi alanlar üzerine yoğunlaşmıştır. Bunların yanında Antalya Kariyer Polikliniği’nde Boşanma, Boşanma Öncesi Danışmanlık, Kıskançlık, Yas, Travmalar, Aile Çatışmaları ve Problemleri, Akıl ve Zeka Oyunları Eğitmenliği, Çift ve Evlilik Danışmanlığı, Stres Kaynakları alanları ile kendini geliştirip seanslara girmektedir. Aynı zamanda Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde Pedagojik Formasyon eğitimi alarak Felsefe Grubu Öğretmeni unvanını kazanmıştır.